ahlaka mugayyir

Naber lan?

Geçen gün aynada gördüm seni hiç selam vermedin, hava mı yapıyorsun oğlum! Hani varsa bir durum bilelim ona göre davranalım.

Geçen gün bir partiye gittik başımıza gelmeyen kalmadı! Genel ahlaka mugayir olmuşuz önce, sonra sevdiğimiz bir arkadaşın çantası çalındı, ardından eş dost içkileri döke döke tepinip durduk.

Arada kamera gelip dolaştı. Ertürk Yöndem "Dınınınıım...İşte Türk gençliğinin düştüğü haller. Pişman mısınız yaptığınızdan, bu kıç kadayıfının şekerlendiği yaşta?" diye beni sıkıştıracak zannettim. Ertürk abi değilmiş. Rahatladım.

Ancak sağolsunlar, sonradan bazı arkadaşlar sıkıştırdılar: "Hrant Dink'in ölümünün üstüne eğlenmeye utanmıyor musunuz?" diye. Hani bana direkt sormadılar. Sorsalar, "Size mi soracağım lan ne yapacağımı? Ben şerefsizim oğlum baştan söyledim, iyi dinleseydiniz" derdim. [Asla ve kat'a "İki yıldır Irak'ta siviller ölüyor, siz de biz de üzülüyoruz ama arada eğlenmeye devam ediyoruz. Bugün buna katılırım yarın da protestoya, size ne!" demezdim. Protesto yürüyüşüne de katılmadım, şimdi ben bu ülkenin aydınlanmasını istemeyen ve gününü gün eden şımarık, sorumsuz burjuvazinin bir üyesi mi oluyorum? Lan ben şerefsizim, bana ne ki! Vicdansızım oğlum ben, öyle değil mi!]

Hışşt kendim, dinliyor musun lan daltarak! Bu arada, geçende yayıncıyla buluştum. Aramızda şöyle bir diyalog (monolog) geçti:

Yayıncı: Bak bu projeyi yapsan yapsan sen yaparsın! 5 gün sonra 100 sayfalık bir kitap bekliyorum
Ben: Abi, saçmalama! 5 güne nasıl yazılır?
Yayıncı: Sen yaparsın! Hafta arası da biraz nakit çıkarım sana...
Ben: Perşembe'ye diyorsun?
Yayıncı: Aynen!

Oğlum lan, hayat tuhaf valla! Hani yazarak para kazanmak diyordun ya; al sana fırsat! Hahaha
Neyse canım, ben yazmaya döneyim; yarına yetiştirilecek bir kitap için 99 sayfaya ihtiyacım var.

Bira ılımış mı ne?

(24 Ocak 2007)

[Geç Not: Yaklaşık 7 ay sonra, hala yazılacak 99 sayfa var]

Hiç yorum yok: